El Antiseptikleri

06:15 pharmak 0 Comments

El antisepsisi sağlık personelinin olmazsa olmazıydı, bugün toplumsal olarak da olmazsa olmazımız haline geldi. COVID enfeksiyonundan korunmada alınacak önlemlerin başında gelen el hijyeni için temel olarak el yıkama önerilmekle birlikte, el antisepsisinde-dikkat dezenfeksiyonunda değil- kullanılacak çeşitli antiseptik solüsyonlar da el yıkamanın mümkün olmadığı durumlarda kullanılmaktadır. Viral/bakteriyel yükün azaltılmasında kullanılan el antiseptiklerinde etanol, izopropanol ve n-propanol gibi alkoller doğrudan çözelti halinde veya köpük, jel gibi formlarda uygulanmaktadır. Etkinlik olarak n-propanol > isopropanol > etanol şeklinde sıralanmaktadır. Bununla birlikte el yıkamada klorheksidin içerikli ürünlerin kullanımı da oldukça yaygındır. Ancak ben yazımda daha çok alkol bazlı antiseptiklerden bahsedeceğim.

Alkoller amfifilik (hidrofilik+lipofilik) yapıda bileşikler olduğundan viral zarftan kolaylıkla geçebilirler. Yaklaşık 2 yıldır alışkanlıklarımızı önemli ölçüde değiştiren SARS-CoV 2 nin en dış yüzeyi alkan zinciri ile birbirine bağlanan hidrofobik yağ asitlerinden oluşmaktadır. Viral zarf alkolle temas ettiğinde membran akışkanlığı değişir. Alkolde yer alan polar oksijen atomları polar olmayan yapılardaki lipofilik etkileşimleri zayıflatarak viral membranını su affinitesini arttırır ve antiseptik madde hücre içine girerek protein denatürasyonunu gerçekleştirir. Zarfsız virüslerde bu mekanizma işlemediği için bu türden antiseptiklere daha dirençlidirler. 



Zarflı virüslerde alkolün antiviral etki mekanizması


El antiseptiklerinde kullanılan alkol derecesi %70'in üzerinde olmalıdır. Burada aklımıza alkolün 96'lık veya absolü olması halinde antiseptik etkisi yok mudur ya da neden daha azdır sorusu gelebilir. Bunun cevabı enzimatik reaksiyonlarda gizli. Alkolün antiseptik etkisi su varlığında hücre duvarından geçerek proteinlerin denatürasyonuna bağlı. Hücre duvarından geçen alkol, protein yapısındaki tersiyer yapıyı sağlayan intramoleküler hidrojen bağlarını bozarak proteinlerin denatüre olmasına neden olur.

Su varlığında alkolün buharlaşmasının azalarak temas süresini arttırması ile de antiseptik etki artmış olur. Diyelim ki %91'lik bir alkol kullanıldı. Bu oranın da elbette antiseptik bir etkisi var ancak hücre içine girdiğinde karşılaştığı ilk proteinleri dentaüre edip bir katman oluşturduğundan %70'lik alkol çözeltisine göre daha az etkili diyebiliriz. Hatta genel olarak alkol oranının %50'nin altına düştüğünde antimikrobiyal etkisinin olmadığını söyleyebiliriz.

El antiseptikleri etken maddenin yanı sıra, alkolün el neminde yaratacağı tahribatı azaltmak için gliserol, koku verici maddeler ve etken maddenin etkisini arttırmak için düşük derişimlerde hidrojen peroksit de içerebilirler.

El antiseptikleri el hijyeninde oldukça önemli bir yere sahip olsa da, asıl olanın su ve sabunla el hijyeninin sağlanmasının birincil olduğu unutulmamalıdır.

Kaynaklar:
https://www.who.int/gpsc/5may/Guide_to_Local_Production.pdf
https://www.cdc.gov/mmwr/PDF/rr/rr5116.pdf
https://www.cambridge.org/core/journals/epidemiology-and-infection/article/alcoholbased-hand-sanitisers-as-first-line-of-defence-against-sarscov2-a-review-of-biology-chemistry-and-formulations/BEEA1509C12A56C2CBFE5B8247EAC332
https://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2009/pdf/443-453%20Serpil%20Erol.pdf

0 yorum: